Sorular ve Tespitler
Masumiyetini yitirmişliğin
pençesi; tecavüz kaçınılmazsa zevk almanın gerekliliğini hissettirirken yavaş
yavaş ve biz farkında değilken olan bitenin, acı çekmeden yaşayabilmek
umarsızca ve iyi olduğunu düşünmek her şeyin ne kadar acıdır tanrım.
İç çekişlerimizin geçici
heveslerden vücut bulduğu yüreğimiz ne kadar temiz ve iyi kalabilirdi ki zaten?
Ve yine ellerimiz o yüreğin emrindeyken
kirlenmeden ne kadar süre dayanabilirdi? Aklımız neredeydi sahi? Uyuyup
uyanamadığımız uykuların gecelerinde yitip gitmiş miydi karanlıklarda geri
dönmeksizin? Masumiyet karineleri şiirlerin ve minik ellerin çizdiği tabloların
içinde bir yerlerde mi saklanıyordu hep? Özgürlük dediğin kuşun kanadında mı
sadece? Kalemin kağıt ile sevişmelerinden doğan onca fikrin ve sanatın adeta
bir süs gibi dillerde ve ellerde dolaşmasına ,bin bir türlü ahlaksızlığa,
haksızlığa perde edilmesine ne demeli? Sevişmek oysa her türlü kutsal değil mi
azizim?
Tevekkeli tütmüyor duman, yangın
var azizim yangın. Kimi yürekler yanıyor , tutuşuyor yanan mantığımızdan birer
birer hepsi. Kimi bir damla su olup yangına düşeyim derken kimi cigarasını
yakıp tellendiriyor fırsattan istifade. Ve cigaranın dumanı ciğerlerine işliyor
içenin, zevkten dört köşe oluyor namussuz.
Biz iyi falan kalamayız üstadım
çünkü kalmak için olmak gerekir. Biz hiç iyi olmadık zaten sadece kandırılıp
kandırdık şehvetli bir biçimde. Ortak vicdanı akıl olmayınca toplumlar yok olmaya
mahkumdur ya biz de yok oluyoruz sıfır kilometre akıllarımızla birlikte.
Tek dileğim özümü eleştirmek ve
özünü eleştirebilecek ,aklını kullanabilen insanların toplumumuza egemen
olmasına katkı sağlayabilmektir. Layık olmayanı yüceltmek maskaraların işidir
ve maskaralığın sonu hazindir.
Yorumlar
Yorum Gönder