Karia'nın Etekleri

      "Pırasalar, soğanlar birbirine karıştı. Ne tat ayırıyor ne görüntü onları birbirinden. Hani şöyle koklayayım diyeceğim ama ne tadı ne kokusu var pırasayla soğanın. Adı üstünde birisi soğan birisi pırasa. Aynı şekilde salmış olsalarda köklerini toprağa biri kararlı ve dik dururken biri kırılmaya müsait naif durur. Ama dedim ya pırasayla soğan birbirine karıştı, karpuzun kelek çıkması olur şey de  pırasayla soğan olacak şey değil." diyerek mırıldana mırıldana yürüyordu saçları seyrelmese de pamuk gibi ağarmış ve kaşları da saçlarına inat kömür karası rengini koruyan köyün delisi yaşlı adam. Ayak parmakları yırtılmış naylon ayakkabılarının içinden kirli ve delik çoraplarını aşıp özgürlüğe koşmak istercesine çırpnıyordu adeta ve kulaklarının ardına sokuşturduğu kekiklerin kokusu yayılıyordu etrafa inceden.İhtiyar evine doğru hızlı hızlı yürümeye başlamıştı hafiften çiselemeye başlayan yağmurun da verdiği telaşla.Hoş evi de çarşıdaki caminin avlusydu ya olsun...

      Pazaryeri yavaştan dağılmaya başlamış, alacalı,sarı,kara kediler tezgahların yanlarına düşmüş ya da atılmış meyve sebzelere bıyık sürüp hızlı hızlı kasapların sokağına doğru ilerlemeye başlamışlardı. Akşam pazarı diye üç beş fakir fukara ucuza zerzevat alırım ümidi ile omuzlarında dünyanın yükü ayaklarında yamalı pabuçlar tezgahların önünde dolanıyorlardı. Rengi solmuş yeşil gocuğu ile küçük bir çocuk yağmura aldırış etmeden elinde sapanı , pazar yerini sarmalayan çam ağaçlarından belki bir serçe vururum ümidi ve minik adımlarıyla kedileri korkutarak bir oraya bir buraya koşuştururken küçük yüreği hızlı hızlı atıp onu nefes nefese bırakıyor, alnından boncuk taneleri damla damla dökülüyordu. Pazaryerine giren sokaklardan bir tanesinde miskin mi miskin karabaş bir köpek boylu boyunca uzanırken onu yerinden kalkmaya zorlayan yağmur tanelerine söylenircesine adeta, yavaştan çay ocağı önündeki masalardan birinin altına sokuluvermişti. Bir sürü kokunun birbirine karıştığı pazaryerine yağmurla gelen toprak kokusu da yavaştan hakim olmaya başlamıştı.İşte böyle sıradan bir pazar akşamıydı ve küçücük kasabada herkes sıradan bir günü noktalama telaşı içindeydi.



.......